Koskocaman Bir Boşluk İşte..Yürüyorum Yürüyorum Bitmiyor...
  KENDİMCE
 



FOTOĞRAF GÜNLÜĞÜNDEN
sakin ve sessizce doğruldu elindeki küreği destek verip koluna ...yukarı kaldırıp başını havaya baktı tozlu eli alnında ....zamanın ilerlediğimiydi aklına gelen yoksa yorgunluğumuy du???? Küreği bir kenara dayadı ;yüzünü kırışrırarak yere eğildi, ayakkabısındaki çamurları küçük bir odun parçası yardımıyla temizledi...göz ucuyla yoldan gelen geçenleri şöyle bir süzdükten sonra yavaş yavaş evine doğru yöneldi....adımları küçük belki umutları büyüktü...belki de çok önce yitip gitmişti ...kimse ona poz ver dememişti fakat habersizce muhtemel bir çekim için hazırdı ......08/03/2010

KİLİT__02/03/2010
suskunlara ve kilitli kalmış kapıların ardında ki unutulmuşluklar aşkına!!!!

Kim bilir kaç zaman öncesinden kalmış gecenin kırıntıları üzerinde ortaya atılmış sayfaları solgun sarı bir gazete yerde.....Tozdan desenleri silinmiş kirli halı ortada boş odaların birinde.. ve kırık bir pencere günbatımında serçeler dinlenmeye durur pervazların önünde ......Nem ve küf kokuları sarmış her yanı ...
biran kopup giderim..Kim bilir Kim dönmek üzere vurmuştu kilidi de dönememişti geri.... 



DEJAVU____17/02/2010
Fani dostum biraz sıradışı hayattı belki boğulduğumuz...Bir süredir duyularımda bana ait olmayan, bir türlü dünyaya dair kılamadığım tuhaf şeyler var ...Tam da kendime saklandığım şu aralar ,sitemin getirdi beni kendime...Her şeye amenna deyip geçiştirdiğim şu günlerde ; yazmayla sırtsırta inat ederken kelimeler bir o kadar anlamsız herşey bir o kadar hikayesiz...yazdıkların içimi deldi geçti...özlemekle unutmak arasındaki dar ağacında nasıl asılı kaldım bir bilsen..Kusurum affola ....Biz leyla yı araken nuhun gemisini kaçıranlardan değiliz unutma...Yazamaz olmadım ayrıca her yazdığımdan kırpılan o cümlelerim küstü ya bana bende küstüm onları kırpanlara..ben düşündüysem sen düşündüysen her kırpılan kelimede bizim beynimizden birer parça alınmadı mı aslında ..Biliyorsun ya ve biliyorum ne yazık ki en çok yazarken kuduruyor deniz, dayanılır oluyor günübirlik mesailer.
Şimdi neden-sonuç ilişkilerine bilgiç göndermeler yapan agresif yanım çıkmadan ortaya kısa keseyim bari....bu kısa özet sana ithafen kadim dost..sayfalar dolusu en kısa sürede ulaşacak eline...Anlaman lazım, anlayabilmelisin ki sen söyleyemediklerimde en çoksun...En kısa sürede görüşmek üzere....Dosluğun başım üstüne...Şu aralar sanrılar fazla ya gözümde galiba sadece sandım.....



05.11.2009      BEŞ KALA.....
Beş geçe yakalıyorum her şeyi yada beş kala kaybediyorum..Sol iç cebimde yağmur sonrası toprak kokusu var..Okuduğum sevda masallarından çaldığım cümleler...Sanki yıllar önce sürgün edildiği yerden geri dönmüş gibi siyah ışıklı ıslak gözlerim...Bu gün bir tuhaf iç yangınlarım ahh zavallı yenik yüreğim...Zaten her şeyi ya beş geçe yakalarım ya beş kala kaybederim.... 



04.11.2009        RASTGELE....
Ne kadar sessiz şu aralar ortalık anlatamam Zülal,
Çok gürültülü ve Kalabalık duruyordu oysa;
Nasıl bir talaşmış hepsi?
Yoksa aklımın karmaşasına mı aldanmışım?
Hissettiklerimi kelimelere dökmek zor bu gece ,
Sanki bir türlü anlayamadığım onca kitabı bitirmek gibi ...
Aklımda bir kaç cümle kalmış...
Çoğunun kelimeleri bile rastgele.........




     03.11.2009            YENİLGİ....
04.11.2009 | Yine baharlar gelecek..Asık suratlı bağırarak konuşan bu sessizliğin içinde sukuneti sağlamak bana düştü yine...Hani nizamı intizamı bozan olmamak için susarak yaşadığım her şeyin bir yenilgi olduğunu sonradan öğrendim...06/11/2009 





           Ha ben mi?
           İçi kof dışı mağrur
           Ve bir omzu düşük hayallerini cebinde taşıyan
           Yani bu yüzden ihtiyarlayan biriyim artık..
           Istırabımın sebebini bilmiyorum..

Kaan Özer` / 02sb07
 


Nilüferler

....bostan dolabinin yanindaki, sulari bana kahverengi gözüken, o küçük ve eskimis havuzdaki solgun ve kederli nilüferlere gidip bakardim çocukken, babam, onlarin kökleri olmadigini anlatmisti bana.
Neden bu çiçekleri hep birseylere benzetmek için kullandiklarini ancak büyüyünce anladim. Yalnizca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmis gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden
yasiyorlardi. Hayat da böyle birseydi benim için; hep biryerlere gidecek gibi duran, yalniz ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatin özeti buydu. Bende bir yere baglanmadim ve bir yere gitmedim, öyle solgun nilüfer
gibi bir havuzun içinde yalniz basina durdum, köklerimi salamadim, ne, oldugum yere saglamca yerlestim, ne, baska diyarlara kaçabildim.
Bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler oldu ama kimse yakasina takmadi beni, kimse odasina koymadi, kimse beni sulayip büyütmek için ugrasmadi.
Onlara ihtiyacim olmadigini, havuzumda tek basima yüzebilecegimi düsündüler.
Ben de bu yüzden; kederi, yalnizligi, kirlenmeyi ögrendim ve
hayata benzedim. Ne garip baska bir seyde olmak istemedim, beni begenmeleri yetti bana...
Köksüz bir hayat, çaresiz yalnizlik, tuhaf keder. (fotograf:HAKAN KORPİ)

Ahmet Altan



12/08/2009   KAZANÇSIZ BAHİSLER
 Bilmiyorum ile başlayan cümleler kuruyorum en çaresiz anlarımda..Sonra türevini aldığım en olmaz çıkmazlarımın özetini döküyorum anarşist cümlelerle yazılara...

Geceye dönük yüzüm,

sabaha daha çok var,

Bir ben birde ben varım,

Oysa ağlamak yağmurun işi değil mi ?

yaralı yorgun yüreğim...

Sessizliği ancak böyle olduğum zaman sevebiliyorum şehir adı verilmiş insan selinin içinde...Gece gebeyken yine gündüze beslemeye çalıştığım umutlarım var..içimde incitmesin diye kimseler harman misali savurduğum sözler...

Boş sokaklar

kazançsız bahisler

Ortaya koyacak tek şeyim ;

umudum...

Bu gün ayın kaçı bilmiyorum.kendimi özlüyorum.kendim olabilmeyi..

zaman geçiyor,

hayat bitiyor,

nereye gidiyorum böyle koşar adım..

Ayaklarım dolanırda düşersem,

Bin parça olur beklentilerim.

parantez içinde (selam vermeden yoldan geçenlere),

kendime kaçıyorum...





                           ŞİİR AĞRISI
10/08/2009-02.30

Bu gün yine en demlenmiş anlarımdayım zülal...Hükmü kesinleşmiş kalemim firarda ben ise binbir telaş meraklardayım...neyi nasıl anlatacağımı bilemez bir halde hayallerimin küllendiği bu şehirde uzun süredir huzurla inattayım...
  İşte zülal ne yorgun ne güçlü arasında bir tuhaf hallerim..kendimi dinledim de biraz önce ;korkularımdan korkmamayı öğreniyormuşum yavaş yavaş...Öznesi olmayan cümleler kuruyormuşum biraz derinden biraz salaş...ertelenmişliklerimi,yarım kalmışlıklarımı topluyormuşum tek tek...Üç noktalarda bulduğum kaçışlarımla ,yarım yamalak cümlelerimle içi içe boyutlar gibiymişim;her bakış açısında farklı görünen...

Sonrası mı??

kopkoyu bir sessizlik

Bir yürek patlaması...

offff ne derinden bir sızı,,başımda yine şiir ağrısı var..Beynimi tırmalıyor çıkmak için ölümcül  harfler...Üstelik kekeme olmuş mısralar,hislerimse tozlu...Kimsesiz bir çocuğun yüreği kadar hassas yüreğim...
...
sen asi gecelerin zülali,,

Gökyüzünün en parlak yıldızı,,

gece biter

yıldızlar söner...

Ne ettin böyle...

Darettin kendine bir selamlık ömrü be heyyy



05/07/2009
          FİRARİ DÜŞLER....

Benden çalınalı sesli harflerim,
Sessizlikteyim..
İşte bu yüzden,
ağlar hep söylemek isteyipte;
söyleyemediklerim.
Benim diyarımda zor geçer günler,
Bir yaprak geridendir,
sayamadığım solgun takvimler.....





04/07/2009  İŞARET SIFATLRIM
Tüm işaret sıfatlarım koydu gitti beni ,hangi yüklemle tamamlasam da ruhuma tercüman yapsam diye düşünüp dururken...Hüzün yanığı gecelerde tek bir fiilde tutuklu kaldı cümlelerim...Şimdi öyle kendi başına,öyle elllerim başımda....



İLLEGAL BİR YALNIZLIK

...Ne zaman ayaklansam
üç noktalarda buldum kaçışı,
ve ne yazsam
kendini anlatamamış bir ben kaldım
satır aralarında....




01/07/2009 03.20  KUZEYYY

Direndiğim ağrılardan kırılan yerlerimin;sızlanırken söylediği devrik cümlesinde saklı bakışlarım..Yazsam buz keseceğim..yazmasam ağlar susuşlarım...Bir tuhaf bu gece yüreğimin iklimi..En kuzeyindeyim susmaların..Üşüyorum....ahh yüreğim: halaa kıpkırılgan en olmadık sözlere can çekişiyor harflerin..Yetmez mi artık? Vakti değil mi kendine gelmenin................


       ÜRKEK KUŞKULAR
Ürkek kuşkular havalanıyor yaralı yüreğimden,
Gündüzün en telaşlı hali,
Geceye arkasını dönüp giderken .
Uykularım bana küskün,
Aklım terki diyarda .
Ne yana koşsam cümleler batıyor ayaklarıma.. 
Hükmüm onaylanmış,
 
Kolumun altında infaz dosyam.



    29.05.2009           BİR DENİZ SERPERMİSİN??

       Tüm utangaçlıklarımı iki düğüm arasına astım ben Zülal..Kendime yürümek için en uçurumlu yolları seçtim,ne engeller doluydu bilemezsin...Düşmemek için soldan geçtim..sol düşlerimin hepsinden vazgeçtim...Altı üstü en yakın yolları çok dolandım..belki gerçeklerin içinde tek yalandım...
      Nasıl mı??
       Dersiz topsuz bir yaşam işte.... Ölçüsü yanlış alınmış...Umutlarımdan uzun kolları,boydan kısa ...Toplasan beş para etmez,satsan paha biçilmez...Bitmek üzere olan sulu boya resmin üzerine damlayan suyun karıştırdığı tüm renkler bende ...hadi Sende sahip çıksana rengine....
       Eyvah bana hem az önce kendi yaşlarım yanaklarımdan boynuma sığındılar...tam solundan geçtiler de hiç biri seni üstüne alınmadı ...sahi hangi hayra yorulmayan düşün başındaydın yine ?Çek şu yağmur havasını içinede düşlerinin ciğeri ferahlasın..hayırsız düşleri beklemekse cezan ,zaten sen buna kırkbir kere müstehaksın...
        Olmadık yerde,durup dururken,olmadık zamanda yine çaldın vakti kıymetimi.Nasıl bir ihlaldir ki bu en yok olduğum zamanda varlığıma kisve...oysa istihare içindi firari uykularım...eşgalim dağıtılmış gecelere ben yine geldim inadına yamacına...
      Ah Zülal hangi kıssadan yolladılar seni hisseme ....hani böyle arafta bir ben iyimi sen söyle ..Düşünsene aldığım nefes bile veresiye..Ben benim neresindeyim daha göremedim...faniliğimi mi bilemedimde karanlığım baki kaldı onu da çözemedim...Neden hep son sandığım yerler aslında en başımdı?bunuda anlamadım...Nerede unuttum yarınlarımı Zülal sen söyle?   
    Neyse   biraz densizce girdim belki söze sen sormadın ben söyleyeyim...İyiyim Zülal zaten iyiyim demek adetimdir...Söz vermiştim bana bu gün bir tek kendimi alacaktım yanıma ...düşünmekten korktuğumuda saklamıştım kendimden...Bir süre uzak duracaktım çöl sıcağı cümlelerimdem...Olmadı...Belkide ben bu hengameden çok sıkıldım aslında Zülal...yol üzeri kaç cehennem geçtimde bir türlü durup soluklanamadım...Belki yorgunluktan bana verdiğim sözleride tutamadım....Üstelik Çok sıcak topladığım yangın, üzerime bir deniz serpermisin zülal?? 








                   YOĞUNDUM ARAYAMADIM
     Son günlerde çok şeye takılıp kalıyorum.Özelliklede bir takıntıma pat diye giriş yapmak istiyorum.
     Neymiş efendim çok yoğundum arayamadım...bende çok inandım yalanların en yatsıya kalmadan gideni üstelik.
     Hani hayat kargaşasının son derece ağır olduğu günümüzde yoğun olmak,zaman sorunu yaşamak çok doğal..fakat bir arkadaşı,bir akrabayı,bir dostu  aramak için engel değildir.Öyleki bir çok kişinin birden fazla telefon taşıdığı düşünülürse aramamaya engel en komik bahanedir yoğundum arayamadım..
    GEçenlerde okuduğum bir yazıda özellikle bir paragraf çok dikkatimi çekmiş beni rahatsız eden bu durumda sinirime sinir katmıştı...Yazıda;Evet haksızmı bunu yazan yoğundun arayamadın da hangi savaşın ortasında kalmıştın yada maden ocağında çalışıyorudun telefonun mu çekmiyordu?Gün boyunca lavaboyodamı gitmedin?...Eğer insan isterse bir alo nasılsın demeyi ilk fırsatta bulur.
    Artık yoğundum arayamadım diyenler o bahaneye inanmak zorunda hissetmiyorum kendimi..Hem bu aralar bende yoğunum arayamıyorum.....





                 AT BENİ KENDİNDEN...
16/04/2009    00.18 
At beni .....At beni kendinden artık zülal ..Sonucunda kalan olmadan bitsin bu çok bilinmeyenli denklem...
Adım adında kendinden başka biri...
adım hüzün...
adım yalnızlık..
Ve sana dair yazdıklarım silinmek istiyor artık.Bir bir firarda en candan tümceler..hani üç yanlışla silinen bir doğru gibiyim ben...her yanlışın alıp götürüyor beni senden..Seni şiirleştirmeye yeminli kalemim kırılsın ki;dar gelmeye başlarsa satırlar,gizlenirse öznelerim, yüklenirse tüm yükler yüklemime alır başımı çeker giderim...Arkamda kalacak kimse olmasa geri dönüşü olmayan gidişlere olur seferim..

Ah!!! hangi tarafa yönelsem kör düğümler dolanmış çıkış yok...İki düğüm arasında esir kalmışım ben...Çözmelerle de aram yok bu aralar..hiç uğraşamam gelme zülal...at beni kendinden...Gönlümde isyan çıktı ...Şerefi yerlerde sürünen devrik bir başkan gibiyim ben ,dayanmaz kalbim daha fazla..Birazda sen taş bas bağrına..taş basta beni anlaa..En deli yerimi aklıma satıp,dem vururum kalbime yine..atmazsan beni kendinden ;beşerde kalır da yazdıklarım,ilahiye ulaşmaz temenni olarak sunduklarım...

Nafile...
Yirmidokuz harfin yetmeyip üç noktalarla genişlettiğim cümlelerimin sahibi...bak olmuyor işte..yine yüreğimi çöllerin yakıyor...aldırma sakın sen bana...Sitemle ladase girmiştik... Susmak istedim sana en konuşkan hecelerimle ...Atma beni kendinden...söyleceklerim bitmedi daha ... sadece sitemler takılmıştı boğazıma....



             BEN OLMAYAN DÜŞÜNCELER
09/04/2009   00.27
Ne oluyor bana...neler oluyor...Zülal!!!

Hiç ben olmayan ,bence diyemeyeceğim düşünceler çıkıyor cebimden.Kızmaktan bahsetmişim dün..kırıp dökmekten;kırılıp dökülmüşken üstelik kanadım kolum neyi kırıp dökeceksem?..Gördüğümü sandığım herşeye gözümü kapatmış,dost sohbetlerindeki gel git halimi özlemişken,kaç saat yetecek bu yok oluşu var oluşa çevirmeye?

Sen Zülal; yüreğim bilip sol göğsümün altında misafir ettiğim...Yitirdiğim misin?bulduğum mu?hala bilmemedim.Ne vuslatında...ne firakında..hiç bir su yansımasında yüzünü göremedim...Bir tedirgin,bir telaşlı hal işte benimkisi.. Kaç yaşadı bunu yaşım,kaç dalgalarla geri savruldum sayamaz oldum...Kurulu hayallerime yerleşip sonrada kaybolan sen..Evcilikte kurduğum oyuncaklarım sende...Kayboluşunun hüznü ise bende..

Bak zülal belki de kızmalarım,bence olmayan yanlarım korunaksız olduğumdan,camdan yürek taşıdığımdandır.hani insan canına can bildiklerinin yanında daha çok saçmalarmış,hani sıkılmadan onun yanında ağlarmış,hani en leyla olduğun anları da bilir,en asi zamanlarında yanında olurlarmış ya işte ondan...hani elalem ne derse desin dokunmaz,canının bir sitemili sözü tuzla buz parçalarmış bu canı İşte Zülal belki bundan bu hallerim, cesur olamadığımdan kırıp dökmek istemelerim..
Ne yaparsam yapayım başa çıkamadığım düşüncelerimi, , gerçek sandıklarımı, geçmişi, gelemeyeni, hepsini bir çırpıda ateşe vermeme ne kaldı ki zülal ...kervanlar geçerken ıssızlığımın çöllerinden ;hani aklımın son ziyanlarındayım kaldıysa alınacak aklım sana helali hoş olsunn..
 



             ZÜLAL İN ANLAMI!!!

 Yazdığım bazı sitelerden bana e posta ile fazlaca sorulan sorulara cevap olarak yazılmış bir yazıdır
1-yazıdaki zülal in gerçek anlamıyla alakası nedir?
2-zülal Kimdir?
3-Neden yazılar Zülal e söylenerek yazılmıştır.?

Defalarca sorulan bir sorudur bunlar ve benzerleri..Bense her defasında Zülal in bana mahfi kalmasından yana oldum fakat kısada olsa sorulara cevap olarak açıklamaya yapmaya çalışacağım..

Zülal uzun bir ağıttır aslında ...Sancılı geçen zamanların masalsı bir tınısıdır hemde yaşam felsefesi olacak kadar....Bir yalnızlığın ardına düşülmüş ince bir keman sesidir çoğu zaman yada içimin harfli haykırışıdır...Bazen üç noktaların yetmediği durummlarda noktadır son cümleye konan...Bazen konuşmanın fayda etmediği ,anlaşılamamanın verdiği durumlarda susmaktır çoğu zaman..

Zor geçen yaşantı, mücadeleli geçen ve hala devam eden hastalıkların ardından yapılabilecek en güzel şey yazmaktı benim için..Bazen canımın yandığı -geçti- sözcüğünün avutmadığı durumlarda Zülal e yakarmak bana deva oldu.Kendimi anlatamayıp daraldığım durumlarda yaşayan yanım oldu Zülal...

Zülal in anlamına ve tanımına gelince;
Zülal in anlamı araştırıldığı zaman sözlüklerde rahatlıkla bulunabilir..Fakat ben burada şu anlama gelir deyip tanım yapmak istemiyorum..Çünkü siz okuduğunuz zaman sizde oluşan Zülal olgusunu değiştirmek istemiyorum..Ne de şekil vererek sizin kafanızda oluşacak züla li engellemek...En güzel zülal tanımı sizin anladığınız ve sizin hissettiğinizidir.yani sizde hangi acı,hüzün,sevinç, neşe varsa onun tarifi Zülal olsun..Bende ki tanım yine bana kalsın..


HAYAT CÜMLEMİN BOZUK İMLASI...
 01/04/2009  21.36
Giderayak ne demeli sana Zülal.! Kainattaki tüm dillerden kurulma en güzel düşsün hayatımda..Adından anlamlı değil hiç bir gamın tanımı bana.İki heceydin satırlarımın can buluşlarında ve hep seni yazmak için kendimi bile silebilirdim zülal...
Hayat cümlemin bozuk imlası .;Cam kenarındayım nereyi gördüğüm bile bilmeden bakıyorum.Ne zaman görerek baktım onuda hatırlamıyorum.Kuşdili cümleler kuruyorum nedensiz.Belki de en son kendim anlamıyorum .
Ah Zülal..Ne dem diner içimdeki yaslar.Kendimce bir yokuş tırmanıyorum,yarı yolda sendeliyorum,başım dönüyor...Çakıllar atıyorlar alfabeme ,yara bere içinde kalıyor harflerim ve toplanamayacak kadar darmadağın tüm hayallerim...
Yazılmak sen kadar kimseye yakışmıyor.Bu kalem seni yazdığı kadar kimseyi yazmak istemiyor.Ve seni yazarken kendimi nerede unuttum? Nasıl oldu da kendim kendime siz oldum ?
Yoruldum Zülal ...ki artık susuyorum..
Masalların sonunda gökten üç elma düşermiş ya ...Üçüde senin olsun.....





22/03/2009             BENİM TARİHİM..

Yanmış eski bir konak yada terkedilmiş bir kasaba ıssızlığındayım.Konuş diye en azılı işkenceleri yapsalar dile gelmem Zülal.Yüzümdeki gülümseme firarda,sözcüklerim şaşkın,anlatışlarım vicdansız birde..
  İşte bazen nerden eserse essin rüzgar can yakıyor Zülal.Bu yaşıma geldim hala yaralanmamayı öğrenemedim mesela.Öylesine hazırım ki kırılmaya,kendimi kanatmaya,en dibe vurmaya,susmaya...Kaç defa denedim değişmeyi oysa Zülal hiç birinde beceremedim.Beceremediğim gibi bir sürü online pişmalıklar ve keşkeler biriktirdim kendime..
 Hani geçmişten ders alınmayınca tarih tekerrürden ibaretmiş ya Zülal...Ben kendi tarihimi kendime hiç unutturmadım .Benim tarihim  tekerrür...işte bu yüzden Zülal yandığım o ateş hiç sönmez.

   Nice yıllara  yürürken sözcüklerimin kılıcı kalemimle,iyi ki doğmuş muydum Zülal?Kim olmak için sürülmüştüm bu diyara da olamamıştım.Olamamışta geri dönememiştim.?Susma! sende konuş zülal..Yazık değilmi ömrümüze?kalemimde misafirsin.Sen varsın diye devrik cümleleri kovuyorum bu gün.vakitte hayli ilerledi..Üçüncü tekil şahıs olarak dinlenmeliyiz bir yerlerde ..Kendime verdiğim sözlerden boncuklar dizerken boynuma.Bak işte yine tekerrür ettim Zülal....


15/03/2009  2.30     bU sABAH...
Bu sabah yağmur,kar ve içimde ki sebebini bilmediğim bir hüzünle uyandım.Bu defa en sevdiğim mevsim ve her yağmurda coşan kalbim beni mutlu etmiyor.Korkuyorum da bir yandan ,etrafımda en az benim kadar ıssız bu gün...sahi ne yapacaktım ben,nereye gidecektim.?Hangi kahrolası yapacağım şey sıradaydı bu gün.?
    Beni esir alan herşeye bir küfür savuruyorum, alabildiğince bağırarak...Kimse duymuyor fakat..sessizliğin içinde zaten kaybolmuş sesim..Suskunluğum yine uçurumlara inat o kadar dimdik..Zaten şu aralar kimseyle de konuşmak gelmiyor içimden kendimden başka.Bu halime konuşan pek bi fazla da sebebini üzerine alınan hiç yok. Nedenleri bir bir topladım sonra başa çıkamadım da bu halim bana ve ben bu halime alışmaya başladıysam artık onlarda alışsınlar suskunluğuma ....
  Bazen bununda faydasını görmüyorum ister alışsınlar ister alışmasınlar ben kendi kendime yaşayıp gidiyorum işte ..İnsan kendi kendine ile kendini nasıl hissederse işte öyle yaşıyorum.
  Böyle değildim elbette eskiden, böyle parçalamazdım kendimi olur olmadık sebeplerden..    
Kimin kanunu ki bunlar, banamı sordular yazarken ,hem yine kasvetlerle çelişkilerle boğuşmak bana düşmüşken;
Anlatamamanın,anlaşılamamanın,gelmişin,geçmişin,
hızla geçen vakitlerin,olmayanın,olamayanın  her şeyin canı cehenneme....



10/03/2009

 
Ne kadar hızla geçiyor zaman...Hani bazen artık gün hesabı yapmayı bırakıp ,hafta hatta ay hesabı yapıyorum artık..Oysa şöyle bir bakıyorum da ne çok öğrenilecek ve yaşanacak şey varmış hayatta..

 




04/03/2009                       BAŞLADIM SONDAN BU GÜN.....

       ......ayakta durmaya mecalim yokken  kendimi koşuyor  mu zannetmiştim?.Ne kadar acı yoksa bunumu fark etmiştim de kendim kendimi korkularıma gönüllü teslim etmiştim ??..Yine beceriksizliğime kurban mı vermiştim  bilmeden hayalleri mi? ............
    Bu gün herşey  farklı olacaktı oysa gece yatarken öyle karar almıştım..Sabah erken kalkacaktım erkenden çıkacaktım evden yolumu değiştirerek gidecektim işime..Yoldan başlayacaktım önce değişikliğe...Sonra bir bir yazıp arkadaşlarımı kağıda bana ne katıyorlar bakıp artı eksiler koyacaktım karşılarına.Bazen açmayı dahi unuttuğum telefonu mu açmayı unutacaktım..Aradığınız kişiye ulaşılamıyor olacaktımm.Bu güne kadar  biriktirdiğim tüm resimleri düzenleyecek hepsine hakettikleri değeri verecektim....Atmaya kıyamadığım bitmiş boyalarımı eskimiş resim fırçlarımı atacak yenilerini alacaktım..Kıyıpta kaldıramadığım  kimselere veremediğm elbiselerime bir bir veda edecektimm.Elbiselerimle birlikte kendimi de değiştirecektim..
  Ve olmadı işte beceremedimm..

  Yine sondan başladı hayat nedense
 ??  Bu günün sonunda bana kalan bir kaç cümle ,kırık dökük toparlayamadığım ben ve korkularım..                 






26/02/2009                  SUSTUMM !!!
     Sanki kağıt ve kaleme sarılmayalı yıllar olmuş gibi geliyor..Oysa şunun şurasında bir haftadır ayrı kaldık kendileriyle.Bir küskünlük bir sitem ne kalem yazmak istiyor ne kağıt sayfalarını açıyor.
  Oysa benim içimde birikmiş binlerce cümle sıralanıp anlam bulmak için sabırsızca bekliyor.Serseri geçen bir günüm serseri geçecek haftalara gebeyken ben yine kendimce abeslikleri sorguladım durdum  akşama kadar.
   Hani bir günde çirkinlikleri görmeme engel cennet gözlüklerimi takıyımda öyle bakıyım etrafa diyorumm..Olmuyor yapamıyorum...Kalemime kızıyorum sırasımı şimdi dargınlığın ,zaten başı sonuyla karışmış devrik  cümleler yazılı bir defter gibi hayatım..Oysa sen şimdiye kadar söylediklerimi yazdın..Ya şimdi söylemek istediklerim ve senin yazmak istemediklerin ne olacak.???Hem biliyormusun iki gözüm;hangi mevsimdeyim inan farkında değilim..
   Gülmek ve ağlamak arası duygusuzca bir duygunun ortasında sıkışıp kaldım.Tatsız, tutsuz, baharsız yazsız ,gayesiz ve huysuz biri oldum çıktım.Ne ortama ayak uydurabildim ne sürekli benim kalbim temiz diyen insanlara  ne demek istediklerini sorabildim.Yoksa benim kalbim pistide ondan mı anlayamamıştım onları bunu da çözemedim..
    Ah iki gözüm tam zamanını buldun sırtını dönmenin ,senden önce ne yaparmışım acaba ??..Sus diyorsun ya  bana bir bir gidiyor sesli harflerim.Bense FARİD FARJAD3-Beyaad Giti müziğine bıraktım kendimi zaten hep keman sesi alıp götürür beni..
                                             




      16/02/2009                 İYİ Kİ VARIM
Durumum çok acil.Fazlasıyla duyarlı ,fazlaca duygusal ,hatta bazen paranoyak,sinirli işte Allah payına düşen  bu deyip ne verdiyse ...
  Hayatın günlük ayrntılarını ve boşluklarını büyüteç camından bakarmış gibi 10 kat büyük görüyorum..Bütün  bunlara karşı ise direncim ve ağrı eşiğim çok düşük...Okyanus ortasında kalmış şaşkın sandal misali dönüp duruyorum..Elimde bana biçilmiş günler onları ise iyiki varsın diyen olmadan bir bir geçmişe gömüyorum..
    Yorgunluk ve yoğunluk arası saatlerde sıkışıp kaldım yine yazdıkça yazasım,kelimelere başla işareti verip bir solukta herşeyi anlatasım var..
    Oysa  anlatmak kolay ,anlaşılmak ise zor.Eyvahh can alıcı cümleye çarptım  yine zirveden aşağı itilmek   üzereyim.Önlem almam lazım ; kelimeler siz biraz geriye gidin ,cümleler siz daha kısa ve dikkatli lütfen..dedim ya durumum çok acil vahameti artırmayalım..hem iyi ki varım ,ben beni anlarım..




14/02/2009      kIZIL gECE
Kızıl gece...Bir seferde Besmele çekerek gelsen ne olur sanki.?Gitmelerle kurulmuş yüreğimde konaklalamaya mı karar verdin yine?Akreple yelkovana astıklarımı sayarken zamanda gözlerim bir düş kırıklığında daha takılı kaldı.Bunu mu duydun da geldin?

   Hani ben bugün de becemedim değil mi gündüz gündüz  yüremeyi ? koşar adım kaçarken bak yine cümleler batıyor  ayaklarıma.Ne varki sanki yanlış bir yansıma olmuştu yüreğime ben yanılmıştım yine...
 
    Kızıl gece;yüreğimin hırçınlığı mideme vurdu ,yorgunum ;şimdi bu zifir zindanda sessizliğime saklanmam lazım.Hem bu gün sende uslandıramazsın ruhumu,sürüler halinde kanıma işleyen kelimelerimde...Şimdi git ve bir daha  Besmelesiz gelme.çünkü sen deli ,ben deli ,kelimelerim deli... 
 
    09/02/2009  11.30
                               DEDİ- DEDİM
         G
ünün birinde umut etmeyi yavaş yavaş unuturken,sanki sonraların yerine önceden çarparcasına hızla atan  kalbime söz geçiremezken ve mısra mısra çığlıklar atarken -kalemimle- tanıştım tesadüfen...Ne içtendi sanki yıllardır tanır gibiydi beni ...

   Dedi ki bana;bırak kendin kendiyin gölgesi olmayı ..bırak dedi kendini bana zaten sen bir elinle beni tutacaksın bir elinle hayatındaki keşkeleri atacaksın...içtendi,sıcaktı şımarık ve ısrarlıydı...

    Dedim bırak beni gideyim ...nasıl olsa devrile kalka yaşarım,sonra alıştığım bir sürü şeyim var benim ,sonra yetişmek zorunda olduğum yerlerim,yapmak zorunda olduklarım sorumluluklarım,zorunluluklarım,çalan kapım,telefonlarım...dedim yüreğimde ne işin olur ki senin ve döndüm gittim.
  
    Dedi arkamdan ;elindeki silahın mermisi dönmüş sana onu sakın oyuncak sanma aç ellerini bana.
     
     Masal değildi ya bu ?! Bir varmış bir yokmuşla başlamamıştı..işte yine panik atağım gelmişti boğuluyordum yardım etmişti...yıllarsa sus pus olmuştum ne olmuştum..kendimi kendime kaç defa sürgün etmiştim de   kendimi kaç defa firar ederken yakalamıştım ...Ve konuşurken bile çözümü hep üç noktalarda bulmuştum virgülleri kovmuş kime ne anlatabilmiştim...caymıştım dönüp gitmemden.

       Ve 

   yarım kalan hep eksik bitişlerim var benim. ben hep tüketemediğim kendi ellerimle suladığım ızdırapların içindeyim ; bak açtım ellerimi gel dedim...
            geldi.

  Sisli akşamlarımın bakmaya kıyamadığım güzel yüzü ,ne iyi ettin 
gelmekle ,temize çekerken beynimde karaladıklarımı  seninle  ,ne çok kaybolduk ikimiz yarı boğuk yarı çıldırmış melankonik cümlelerin içinde.

   Hani bazen kızmıyorda değilim kendime.Çoğu kez kaldıramıyorum kendimi .Sadece yazınca çekilir biri olmak buda dokunuyor bana ...



   Ya bir gün kelimelerin bile anlamları tükenirse?,ya her şey gibi onlarda zamansızca çekip giderse..?
Ya sen benim ellerimden usanırda başka ellerle bana ihanet edersen.?Bak yine panikledim işte boğulmama şunun şurasında ne kaldı ki hadi konuşalım çünkü  korkularıma esir  düştüm ellerimi bağladılar;

 yazamıyorum. .
..

       

                                           
                                             




Bir gün insan virgülü kaybetti; o zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince, düşünceleri de basitleşti.


           

Bir başka gün ise, nidâ işaretini kaybetti. Alçak sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir kişiye kızıyor, ne de bir şeye seviniyordu. Üstelik hiçbir şey, onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.


           

Bir süre sonra, soru işaretini kaybetti ve soru sormaz oldu. Hiçbir şey, ama hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu. Ne kainat, ne dünya, ne de kendisi umurundaydı.


           

Birkaç sene sonra iki nokta üst üste işaretini kaybetti ve davranış sebeplerini, başkalarına açıklamaktan vazgeçti.


           

Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendine has tek düşüncesi yoktu, yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.

   
         Son noktaya geldiğinde, düşünmeyi ve okumayı unutmuş vaziyette
ydi.

 alıntıdır...





08/02/2009 11.55      AĞLAMAM LAZIM...
Sebebsiz,yorumsuz,kelimesiz öylesine pervasızca,horca geçirilmiş bir gün daha ..Ve  geçen her günle boşa yaşanmış günü artan ,dolu yaşayacağı günleri azalan ben...
   Üşürken ellerim kazağımın içinde ve ustalıkla oynarken hayatın rububet kokulu ,loş sahnesinde kendimi aynada gördüm az önce.Yaşananlar görünmüyordu ama çizgilerim kaçmadı gözümden..Bu benmiydim ?.hani kendimi mi gördüm ondan da emin değilim...
    En güzel yanım vardı zamanında.Yaşadığım gün az yaşayacağım gün çokken;yaşamak kendime yük gelmezken ;daha çocukken;;topuklu ayakkabı giymek için büyümeye çalışırken,yani hiç kırılmamış hiç kimseyi kırmamışken,her seferinde yaşadığım üzüntüyle kalbim kaskatı olmamışken, bedavaya dağıttığım hayalerim ve bir yığın pişmanlığımın arasında ne ara büyüdüm ben.
     Hain zamanların susuşlarında dargınım aslında sayamacağım kadar çok şeye..Yüzümdeki bu derin her çizginin sebebi bu dargınlıklarımda gizli işte.Hani kızyorum kendime boşver gitsin diyorum , benim yaratılışıma aykıriyken üstelik boşvermeler...Hani boya kalemlerini mi aldılar elinden boş ver, hani ömrünümü çaldılar senden boşver,kalbinimi kırdılar boşver,iyi ve güzelinimi aldılar boşver...Oysa nafile haala bine bin kattığım sabrımla ,sorulmadık hesaplarımı taşıyorum yan cebimde...

    Güzel kelimelerim boğazımda her seferinde kendini asmış ve hüzünlü sözler yine beni kuşatma altına almışken zaman aleyhime işlemiş.Boşa geçmiş günlerim yıl olmuşken  arkaya bakmaya mecalim yok..Dünlerim çok acımasız,yarınlarım belirsiz...Sanki tarihim unutulmuş,hiç birşeyim..-sonra- kelimesi kelime hazinemden kovulmuş öncelerim zaten hoyratça tüketilmiş...
  Yarın ki günlerime yazacaklarım sil sil bitmezken,geçmiş günlerime dövüne dövüne ağlamam lazım..
   Kıracın şarkısındaki  gibi ;hayatım kayıp giderken avuçlarımdan eğilip yerden toplayamıyorum.artık çok geç demek için çok geç.......



03/02/2009  02.10

   CÜMLELERİMİN İPLERİNİ SALDIM...

    Kendim kendimi şikayet ediyim 
biraz.Şımarık ve bir o kadar da baş kaldırmış bir dolu cümlelerim var dilimde.Bazen hayretler içinde kalıyorum kendime..Eski kitap merakımdan dolayı artan toz alerjimemi yanıyım yoksa aynı anda bir çok şeyi yapmaya kalkarak bitap düşürdüğüm bedenime mi.?..Dert bu ya  söyletiyor insanı...Gece gece yazımın öznesi oldum işte ,yazık değilmi kendime..Devrile devrile kanayan dizlerime, herseferinden yerden kadırmak için hamle yapmaktan yorgun düşen ellerime yazık değilmi????Hep yetişmek zorunda olduğum yerlere koştur koştur yetişirken kendime geç kalmam yazık değil mi??
    Adresini şaşmış yapmak istediklerim ve pusulası sapıtmış kendimin ...yaz ,çiz,sil tekrar yaz,koştur -bi ara durup dinlenmeyi akıl etme-bak şu anda uyuyor olmam gerekirken gecenin bu saatinde ne yapmak istiyorum acaba??Kendimi unuttuğum kontrolsüz bir yaşam..Şimdi kendim benim suratıma kapıyı çarpsa çekip gitse haksızmı yanii?                    
     uff yine dağınık günümdeyim.Yüksek dozda bunalım aldım...Kendim hangi oyunda ebe oldu acaba?...Yaşamak şakaya gelmez en kısa zamanda kendimi arayıp  bulmam sabah neşeme
çağırmam lazım..




     


   
Bazen söylenecek söz kalmaz ya işte öyle bişeyy...
                
** 









**
1 şubat 2009 /saat 01.20

  KISA CÜMLELERLE.....



SOĞUK ŞUBAT GECESİNİN en kör saatlerinde ,manzarasız bir balkonda kendimi seyrederken gece gece duygulandım
yine ..hayatımın bir kenarına düştüğüm dipnotlardan farklı hissettiklerim.
hayatmı bana uymadı benmi ona uyamadım bilmiyorum..bunca zamandan sonra da bilmek istemiyorum...ve susuyorum çoğu zaman.. zamanda öyle hızla geçiyorki zaten artık  basit şeyler istiyorum yaşamdan..örneğin kimsenin bilmediği duygularım olmamalı,kimsenin gitmediği sokaklarım olmalı,daha sade renklerden resimler yapmalıyım,kahkahayla gülerken ayıp olurmu diye düşünmememliyim mesela,başkalarından daha çok kendimi sevmeliyim,özgürce yazmalıyım herkesler okumalı,daha az saklanmalıyım kendime....
    böyle düşünmekte fayda etmiyor bazen..hani bazı şeyler insanın kendinde son bulurmuş ya .Sonsuz bir inatla sarıldığım kelime hazinemde anlam ifade etmiyor mesala şu an..susuyorum artık.sustukca susuyorum..yinede bazı kelimelerim
canımı acıtıyor elimde değil..kendimi bir bulup bir kaybettiğim karanlıklar da bir tuhaf bu gece...tükenmez gibi gelen cümlelerimde tükenmiş farkında olmadan..
yoksa benmi attım başımdan onları...??öyle anlamsız ki aslında hayat,her şey az sonra
koyup gidecekmiş gibi duruyor.her gün ufak ufak kopuyor kıyametler..
     işte yine susuyorum....yaptığım herşey,gözümün önünde kaybolan hayatlar,
anlam veremediğim anlamsızlıklar  her gün biraz daha acıtıyor yaralarımı..
    dedimya daha basit şeyler istiyorum artık.hayata bu kadar yüklenmemek lazım
yalandan gülümseyen sahte insanlarıda önemsemiyorum ..
    sesizce yaşamalıyım,kimsenin canını acıtmadan,içimdeki özlemlerimle
yaşlanarak göçüp gitmeliyim bu dünyadan....
   yinede bakmayın siz bana.kendim kendime misafirdim bu gece pek hoş gelmedim ama..karşımdaki yazıya uzun uzun baktımda ne demek istedim acaba???..umutmu ??umutsuzluk mu???
    uyur ,uyanık arasında bişeyim.hangi anın sancısı içimdeki bilmem ki..En olmadık şeylerden neye kırıldıysam yine bir an önce kendimden uzaklaşmam ve şu bağıran şarkıyıda susturmam lazım.yoksa sonu gelmez bu yazmanın..




 

 


 çölde gece kayan yıldız resimleri

 

   


*** ****
*** Bu sayfada

 

dakika saniye misafirim oldunuz .....*** ******* http://www.votkamp3.com/sebnem-ferah/sil-bastan-6254.html
 
  Bugün 4272 ziyaretçi (17773 klik) kişi burdaydı! Ya Çare Sizsiniz .... ; Ya da ÇARESİZSİNİZ.!!  
 
Koskocaman Bir Boşluk İşte..Yürüyorum Yürüyorum Bitmiyor... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol